Kıskançlık

İletişim çağının getirdiği araçlar ve sosyal medya üzerinden her an ve istediğimiz yerden kolayca dünyanın herhangi yerindeki bir insanla tanışıp, bağ kurabiliyoruz. Üstelik bu cep telefonu gibi çok kişiye özel bir yerden mümkün ve kiminle konuştuğunuzu-mesajlaştığınızı diğerlerinin bilmesi hayli zor. Bu durum şüpheci-kıskanç insanlar için şüphelerinin ve güvensizliklerinin nedeni olarak gösteriliyor. İlişkiler, giderek artan bir şekilde kıskançlık ile sınanıyor. Hukukçular arasında da aşırı kıskançlık karşı tarafın kişiliğine ve ruhsal bütünlüğüne yapılan bir saldırı olarak kabul ediliyor ve  boşanma nedeni olarak kabul ediliyor. 2017’de de 2016’da olduğu gibi birçok romantik ilişki kıskançlık nedeniyle sonlandı, eşe uygulanan şiddete bahane edildi.

Kıskançlık nedir, nedendir?

Romantik ilişkilerde, değer verdiğiniz ilişkiyi sürdürmeye-korumaya yönelik doğal bir duygudur.

Kıskançlık, sevginizin büyüklüğü ile değil, ilişkinize bakış açınızla ilgilidir ve ilişkiyi korumaya yönelik olduğu ve buna hizmet ettiği sürece makul karşılanır.

Patolojik kıskançlık, ilişki içindeki kendinizi-karşınızdaki insanı ve durumunu yanlış değerlendirilmesi ve davranışlarınızla ilişkinize zarar veren bir duygudur. Psikolojik iyilik halinin dışında değerlendirilir ve istenirse psikoterapi ve danışmanlık ile değiştirilebilir düşünsel, duygusal ve davranışsal bir yaşantıdır.

Hayata, kendinize ve ilişkinize bakış açınız, bunlara dair düşünceleriniz-inançlarınız, duygularınızın belirleyicisidir. Kendinizi şansız bahtsız kabul ediyor olmanız bile kıskançlık duygunuzun açığa çıkmasını kolaylaştıracaktır. Şansız bahtsız olmamak için aşırı çaba sarf edebilir ya da eksik, kusurlu ve kolayca vazgeçilebilir olduğunuzu düşünüyor olmanız karşı tarafı kontrol etmeye ve baskı kurmaya neden olabilir.

Kıskanma bir şekilde kıskanılma arzusunun sonucu da olabilir. Partnerinize bağlı olduğunuzu ancak onun size bağlı olmadığını düşünüyorsanız hem ilişkiyi korumak hem de onun sizi kıskanarak, değer vermesini arzulamak mümkün.

Toplumsal değerler, belirlenen erkeklik-kadınlıklar kıskanmanız gerektiğini söyler size.  Kıskançlık çocukluğunuzda şartsız kabul görmemenizle de alakalı olabilir, şişirilmiş özgüven-özsevginizle de uygunsuz yorumlarınızla da. Nedeni ne olursa olsun ilişkiyi ve ilişki içindeki kişileri bir şekilde zarar veren bir süreçtir.

Önemli olan ilişkinin devamını sağlamak mıdır?

Önemli olan her iki tarafın da samimi, güvenilir ve geliştirici bir ilişkinin içinde kalmayı istemesidir.

Önemli bir şey, ilişkinin-aşkın toplamasının yaptığımız gibi sağlamasını da yapmaktır. 1+1=1 ‘in zamanı geldiğinde 1-1= 1 olabileceğini kabullenebilmektir. Eğer ayrılamıyorsanız,  bir de olamamışsınızdır.

Siz ayrılık ihtimalinin varlığını dahi duygusal olarak kaldıramayıp, karşı tarafı aşırı çaba sarf ederek ilişki de tutacağınızı varsayarken işler tam tersi şekilde işler. Her aşk, her ilişki gizlisinde bir ayrılık taşır. Bu ayrılığı açığa çıkarmanın en kolay yollarından biri koruyucu olmanın ötesine geçen mahkûm edici bir kıskançlık duygusu olacaktır.

Peki ya kıskanmak için bir neden yokken kıskanılıyor ise?

Suçlayıcı tavır, boğucu-yıpratıcı olacaktır.

Kıskançlık duygusu, ilişkiyi korumaya dair davranışa dönüşüyorsa doğaldır. Aksi takdirde kişinin kendisine önce acı sonra çaresizlik yaşatırken, karşısındakinde önce çaresizlik sonra devam ediyorsa hala acı yaratacaktır. Kontrol edemediğiniz bir alanı kontrol etmeye çalışmak yorucu ve nafiledir.

Ayrıca kıskançlık sizin sadakatinizin nişanı da olamaz. Hem gözünüz dışarda hem de kıskanç olabilirsiniz.

Tam tersine ne dersiniz? İlişkiyi korumanız gereken bir durumda kıskanmıyorsanız, ilişkinin korunması önceliğiniz olmadığında bağı gevşeten-değersizleştirici bir hal alacaktır.

Kişilerin kendilerine ve birey olmalarına katkı sağlayacak etkinliklere ve sosyalliğe zaman ayırabilmesi, eşine döndüğünde kedine dair bir hikaye anlatabilmesi ilişkilerin devamı için önemlidir. Patolojik kıskanç, tam burada bu durumu, ilişki için tehdit olarak algılayan kişidir. Bazen arkadaşları ile güzel zaman geçiren eşler, “benimle, arkadaşlarınla olduğun kadar mutlu olmuyorsun”u duyarlar.

Bu haliyle sevgi ve nefreti iç içe, art arda yaşar kıskanç insanlar. Haset etmekle sonuçlanması, kangrene dönüşmesi de mümkündür. İlişkilerin kıskançlık nedeniyle sonlanmaması ya da kaliteli bir yaşam için kişinin kendisine ve ilişkisine bakış açışının değişmesi, duygunun büyüklüğünün azaltılması, davranışın kontrolü önem kazanmaktadır. Bu tam anlamıyla karakter değişimi ihtiyacıdır.

Kıskançlık öncelikle kendi psikolojik durumunuzla alakalıdır. Yeni bir yıla girerken yeni bir başlangıç ve siz için duygularınıza sahip çıkmakla başlayabilirsiniz.

You may also like...